Felsefi ve sanatsal bir yolculuk: Arzunun Psikomitolojisi
Sadık Acar’ın derinlemesine bir bakış açısıyla kaleme aldığı Dileğin Psikomitolojisi: İdeoloji, Sanat ve Dinde İsteğin Görünümleri, okurları yeni bir seyahate çıkartıyor. Acar, dileğin felsefi, dini ve sanatsal alanlardaki temsillerini, tarihi ve mitolojik bağlamlarla zenginleştiren bu çalışmasında, bireyi kendi fikir cihanını sorgulamaya davet ediyor.
Kitap, arzuyu sırf bir insani dürtü olarak ele almanın ötesine geçiyor; mitos, din ve ideoloji üçgeninde dileğe dair derin bir psikomitolojik tahlil sunuyor.
Kehf Suresi’nden Hızır ve Musa kıssasına, Platon’un mağara alegorisinden Spinoza ve Hegel’in ideolojilerine kadar birçok kaynağı ustalıkla harmanlayan Acar, okuyucularına özgün bir okuma tecrübesi sunuyor.
Acar, kitapta isteğin şuur ve bilinçdışı ortasındaki yerini, ferdi ve toplumsal boyutlarını ele alırken, okuyucularını felsefi bir seyahate çıkarıyor. Bilhassa Hızır ve Musa kıssası üzerine yapılan tahliller, insanın kendini aşma ve mana arayışında dileğin oynadığı merkezi rolü gözler önüne seriyor.

Sayfa: 296
FELSEFİ VE SANATSAL BİR YOLCULUK
Düşüş ve kendine yaslanarak yine ayağa kalkış, insan olmanın tarihi serüvenidir. İnsan en temelde istek varlığıdır. Dilek, insanın oburuyla müsabakasının, diğere açılmasının ve nihayetinde başkalaşmasının imkânıdır.
İnsan arzuladığı içindir ki ne ise o olmayandır. İsteğin her yönelişi hep bir kendilik görünüşü olarak karşımıza çıkar.
Doğal olanı arzulamaktan tinsel olanı arzulamaya ve giderek arzulayanı arzulamaya geçiş hem gerçek tarihi hem de buna dönük edebiyatı, sanatı, mitleri anlatısal bir kimlik olarak önümüze koyar.
Tarihteki tüm alakalar, erosun oklarından yani isteğin yönelişlerinden oluşmuş bir bütün olarak uzunluklu boyunca önümüzde uzanır.

İNSANIN KENDİLİK MACERASI
Köle-efendi münasebetinden şartsız şefkate, ilkel idare biçimlerinden demokrasiye, yeme içme biçimlerinden estetik görüye, totaliterlikten dostluk sevgisine, cennetten düşüşten ilahi sevgiye kadar tüm görünüşlerde kendini açığa vuran dilekten oburu değildir. Bizler arzularız ve dileğin macerası bir erginlenme süreci olarak hepimizin kendilik macerasıdır.





