Aşırı sağcı İsrailli Bakan Ben-Gvir Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi
İsrail Gazze’de katliam yaparken Batı Şeria ve Mescid-i Aksa’ya yönelik tacizlerine de devam ediyor.
İsrail’in çok sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’ya bir defa daha baskın düzenledi.
İŞGALCİ KÜMEYLE GELDİ
İsrail basınında yer alan görüntü imajlara nazaran, Ben Gvir, baskını Filistin topraklarını gasbeden bir küme İsrailliyle birlikte gerçekleştirdi.
Baskında Yahudilik inancına nazaran “Tapınak’ın yıkılış dönümü”nü (Tişa BeAv) anma argümanıyla Mescid-i Aksa’nın avlusunda “Talmud ayinleri” gerçekleştirildi.
Ben-Gvir, Aksa’nın avlusunda, kalabalık bir kümeyle çevrili halde cep telefonundan Talmud ayini duası okurken görüldü.
AYİN YAPTILAR
Sabah saatlerinde ise Filistin toprakları gasbeden yüzlerce İsrailli polisin nezaretinde Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi ve birtakım “Talmud ayinleri” gerçekleştirdi.
Ben-Gvir, birçok Arap ve İslam ülkesinden gelen şiddetli tenkitlere karşın Aksa’nın avlularına baskınlarını tekrarlamayı sürdürüyor.
Üst seviye İsrailli yetkililerin Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınları, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden evvelce onay alındıktan sonra gerçekleştiriliyor.
Ben-Gvir, 2022 yılının sonunda İsrail Ulusal Güvenlik Bakanlığı görevine başlamasından bu yana Mescid-i Aksa’ya birden fazla defa baskın düzenledi.
FİLİSTİN YETKİLİLERİ UYARMIŞTI
Filistin Dışişleri Bakanlığı dün İsrailli fanatik örgütlerin bugün Süleyman Mabedi’nin MÖ 586 ve MS 70 yıllarında iki defa yıkılışının yıl dönümü olarak kabul edilen Tişa BeAv olarak isimlendirilen yas ve oruç günü münasebetiyle “Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleme” davetleri yaptığına işaret ederek ihtarda bulunmuştu.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, fanatik Musevilerin davetlerinin, İsrail’in işgal uygulamalarıyla birlikte, “Tapınağın kelamda yıkılışı mazeretiyle Mescid-i Aksa’ya yönelik organize bir baskının hazırlığı” kapsamında değerlendirildiği vurgulandı.
Açıklamada, bu teşebbüslerin Mescid-i Aksa’yı maksat alan “resmi İsrail siyasetlerinin bir parçası” olduğu kaydedildi.
