Gece susadığınızda basitçe ulaşabilmek için yatağınızın yanına bir bardak su bırakıyor musunuz? Milyonlarca insanın alışkanlık haline getirdiği bu davranış, göründüğü kadar temiz olmayabilir.
İlginçtir ki, hem çağdaş tıp uzmanları hem de halk ortasındaki kadim inanışlar, bu bahiste tıpkı uyarıyı yapıyor: “Başucunuza üstü açık su koymayın.”
Halk ortasında bu alışkanlığın “negatif enerjiyi çektiği” formunda yorumlanan inançlar yüzyıllardır lisandan lisana aktarılırken, çağdaş bilimin sunduğu münasebetler ise çok daha somut.
Uzmanlara nazaran, gece boyunca açıkta kalan bardaktaki su, ortamdaki tozları, bakterileri ve hatta kimyasal partikülleri içine çekiyor.
Bu da sabah uyandığınızda içtiğiniz suyun göründüğünden çok daha sıhhatsiz hale gelmesine yol açıyor. Ayrıyeten kapalı alanlarda uzun mühlet bekleyen suda mikrobiyal üreme riskinin arttığı da belirtiliyor.
SAĞLIK SIKINTILARINA YER HAZIRLANIYOR
Gece susadığınızda elinizin altında bulunsun diye yatağınızın yanına bir bardak su koymak, aslında hem sıhhat hem de güç istikrarı açısından düşündüğünüz kadar temiz olmayabilir.
Uzmanlara nazaran bu alışkanlığın çağdaş tıpta karşılığı hijyen ve güvenlik riskleri, halk inanışlarında ise olumsuz güç ve manevi tesirlerle açıklanıyor.
Tıp dünyası, üstü açık bardakta bekleyen suyun dört temel tehlike barındırdığına dikkat çekiyor. Birincisi, suyun birkaç saat içinde bakteri ve mikroplar için uygun bir ortam haline gelmesi. Bilhassa sıcak odalarda sabaha kadar bekleyen su, mide ve bağırsak problemlerine yol açabiliyor.
İkinci risk, suya gece boyunca havadaki toz, polen ve alerjenlerin karışması. Üçüncü olarak, suyun karbondioksit emmesi pH istikrarını bozarak hem tadını değiştiriyor hem de bedeni nemlendirme özelliğini azaltıyor.
Son olarak, karanlıkta su bardağının ilaç yahut öbür bir sıvıyla karıştırılması kazara zehirlenmelere yol açabiliyor; bu da bilhassa çocuklu meskenlerde önemli bir tehdit oluşturuyor.
ENERJİ TAŞIYICI OLABİLİYOR
Öte yandan halk inanışları mevzuyu büsbütün farklı bir açıdan kıymetlendiriyor. Su, güç taşıyıcı bir element olarak görülüyor ve gece boyunca uyuyan kişinin dertlerini, dehşetlerini ve makus düşlerini içine çektiğine inanılıyor.
Sabah bu sudan içmenin ise olumsuz enerjiyi geri bedene almak manasına geldiği söyleniyor. Ayrıyeten, geçmişten gelen birtakım inanışlarda açıkta bırakılan suyun berbat ruhları çektiği ve konuttaki güç istikrarını bozarak huzursuzluğa sebep olabileceği düşünülüyor.