Beşiktaş’ın efsane ismi Süleyman Seba
Beşiktaş’ın efsane ismi Süleyman Seba, 5 Nisan 1926’da Sakarya’nın Hendek ilçesinde dünyaya geldi.
İlkokulu Sakarya’da okuyan ve daha sonra lise eğitimi için Kabataş Erkek Lisesi’ne geçen Seba, babasının isteğiyle Mimar Sinan Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Filolojisi Bölümü’nde eğitimini sürdürdü.
SİYAH-BEYAZ SEVDA OKULU BIRAKTIRDI
Çok küçük yaşta İstanbul’a gelen ve Kabataş Lisesi’nin ekibine giren Seba, futbolla dolu geçen hayatına birinci adımını attı.
Yetenekleriyle Beşiktaşlı yöneticilerin dikkatini çeken Seba, 1943’te siyah-beyazlı grubun genç kadrosunda vazife almaya başladı. Beşiktaş’ta da uygun oyununu sürdüren Süleyman Seba, o yıl genç ekibin şampiyon olmasına büyük katkı verirken, bu performansıyla kısa müddette kaptanlığa kadar yükseldi.
Lisedeki birinci yıllarında Beşiktaş genç ekibine giren efsane lider, 1945’te Refik Osman Top devrinde hayalini kurduğu A ekibe yükseldi ve 1950’li yıllar içindeki 5 yılda 4 İstanbul Ligi şampiyonluğu kazanan takımda yer aldı.
Seba, 1946-47 döneminde ilk İstanbul Ligi maçına Fenerbahçe derbisiyle çıktı ve ekibinin 4-3 mağlup olduğu müsabakada bir gol kaydetti. Birinci döneminde 9 maçta 6 gol atan Seba, Ulusal Küme’de şampiyonluk yaşayarak mesleğinin birinci kıymetli muvaffakiyetini elde etti.
1947-1948 döneminde İstanbul Ligi’nde 14 maçta 8 gol atan Süleyman Seba, kadrosunun en golcü ikinci ismi olarak dikkati çekti. 1949-1950 döneminde mesleğinin ilk İstanbul Ligi şampiyonluğunu yaşayan efsane isim, 14 maçın tamamında oynayıp bir de gol kaydetti.
Seba, 1950’de Beşiktaş Futbol Kadrosu’nun ABD’ye davet edilmesiyle, babasını üzmek değerine, okulunu bırakarak çok sevdiği siyah-beyazlı kadroyla bir ay mühletle bu ülkeye gitti.
SAKATLIK FUTBOLDAN ERKEN KOPARDI
1950-1951’den itibaren İstanbul Profesyonel Ligi ismiyle düzenlenen tertipte Seba, birinci dönemde sakatlığı nedeniyle yalnızca 3 maçta forma giyebildi. 1952-1953’te 9 maçta forma giyip 2 gol kaydeden Süleyman Seba, 1954’te daha 28 yaşındayken menisküs sakatlığı sebebiyle futbolu bırakmak zorunda kaldı.
Sağ açık konumunda misyon yapan Seba, siyah-beyazlı formayı A grup düzeyinde 10 dönem giydi.
Siyah-beyazlı ekipteki mesleğinde 184 maçta 44 gol atan efsane isim, bir kere de Ümit Ulusal Ekip’te oynadı.
İNÖNÜ STADI’NDAKİ BİRİNCİ GOLÜ DE SEBA ATTI
Süleyman Seba, Beşiktaş’ın iç saha müsabakalarını yaptığı eski İnönü Stadı’ndaki birinci golü atan futbolcu olarak da ismini tarihe yazdırdı.
Seba, 1947 yılında hizmete giren ve 2013’te yeni stat üretimi için yıkılan İnönü Stadı’nda Beşiktaş’ın İsveç temsilcisi AIK ile yaptığı açılış maçında fileleri havalandırarak, bu alanda birinci golü atan futbolcu unvanını aldı.
SİYAH-BEYAZ SEVDAYI DAİMA YAŞADI
Sakatlığı nedeniyle genç yaşında futbolu bırakmak zorunda kalan Süleyman Seba, 1957 yılında Beşiktaş Kulübüne üye oldu ve 6 sene sonra 1963’te birinci defa idare şurasında yer aldı.
Seba, birinci olarak 1963 yılında Selahattin Akel’in, akabinde da sırasıyla 1964’te Hakkı Yeten, 1968’de Talat Asal, 1970’de Agasi Şen ve 1977’de Gazi Akınal’ın oluşturdukları listelerde yönetim kurulu üyeliği yaptı.
KULÜBÜN EFSANE BAŞKANI OLDU
Seba, 1 Nisan 1984’te çok güç bir devirde Mehmet Üstünkaya’dan idaresi devraldı ve başkanlığı periyodunda kazandırdığı başarılarla kulübün efsane isimleri ortasına girmeyi başardı.
Beşiktaş Futbol Ekibi, Süleyman Seba periyodunda altın devrini yaşadı ve birçok kupa kazanma başarısı gösterdi.
Siyah-beyazlı grup, Seba’nın başkanlığında Galatasaray ve Fenerbahçe ile başarılı formda rekabet ederken, bir yandan da birçok tesise kavuştu.
Antrenmanlarını çamurla kaplı alanda yapan siyah-beyazlı takım, sonradan “Onursal Başkan” unvanını alan Seba devrinde Fulya Tesisleri’ne sahip oldu. Akaretler’deki çağdaş binasına taşınan kulübe, futbol A grubunun idmanlarını ve kamplarını yapacağı BJK Nevzat Demir Tesisleri’ni de yeniden Süleyman Seba kazandırdı.
BEŞİKTAŞ’TA EN UZUN MÜDDET BAŞKANLIK YAPAN İSİM
Seba, Beşiktaş’ta 16 yıl başkanlık yaparak kırılması güç bir rekora da imza attı.
Başkanlığı boyunca 8 kongrede de rakiplerine üstünlük sağlayan siyah-beyazlı kulübün efsanesi, 2000 yılında duygusal bir konuşmanın akabinde vazifesini bıraktı.
Süleyman Seba, 16 yıllık başkanlığı kesintisiz sürdürerek bu misyonu en uzun müddet yapan kişi olarak Beşiktaş tarihine geçti. 1984 yılına kadar idarede istikrar sağlayamayan siyah-beyazlı grup, efsane isimle birlikte uzun müddetli istikrar yakaladı.
“CEKETİNİ BİLE ADAY GÖSTERSE LİDER OLUR”
Kulüpte yapılan kongrelerde rakiplerine daima üstünlük sağlayan Seba, “Ceketini bile aday gösterse lider olur.” sözünün yerleşmesini sağladı.
Seba, başkanlığı bıraktıktan sonra da taraftarların ve üyelerin ilgisinden uzak kalamadı.
122. yılını kutlayan kulübün 71 yıllık kısmında Süleyman Seba’nın ismi daima Beşiktaş ile yan yana geldi.
Kulübün onursal başkanı olarak da tarihe geçen Süleyman Seba, Beşiktaş Akaretler’deki mütevazı konutunda sakin hayatıyla tekrar kulübüne yakın bir hayat sürdü. Seba, meskeninde de sık sık siyah-beyazlılarla bir ortaya gelerek Beşiktaş sevdasını yaşama fırsatı buldu.
DUYGU DOLU BİR KONUŞMAYLA VEDA ETTİ
Siyah-beyazlı kulübe büyük hizmetlerde bulunan Seba, 1999-2000 döneminde futbol ekibinin aldığı makus sonuçların akabinde tribün ve muhalefetin yansısı sonrası, 2000 yılı mart ayındaki kongrede aday olmayacağını açıkladı.
Süleyman Seba, kongrede his dolu bir konuşmayla kongre üyelerine veda etti. “İnsanlarla yaşadım, insanı öğrendim. Beşerlerle yaşadım, insanlığı öğrendim. Beşerlerle yaşadım, insanlardan nankörlüğü gördüm. ‘Dostlarım, dostlarım… Lakin ben dostlarımdan çok korkarım.’ diyen düşünürlere hak vermemek elde değil.” şeklinde buruk kelamlar sarf eden Seba, uzun vadeli başkanlığını sonlandırdı.
Kongreye katılan üyeler, kulüp tarihinin bir öbür değerli ismi Hakkı Yeten’den sonra oy birliğiyle Süleyman Seba’nın ikinci onursal lider olmasına karar verdi.
Akaretler’deki kulüp binasının bulunduğu caddeye Süleyman Seba ismi verilirken, Beşiktaş Belediyesi ayrıyeten bu caddede bulunan Şairler Parkı’na efsane liderin heykelini yaptırdı.
Beşiktaş Hentbol Grubu’nun iç saha maçlarını oynadığı Dikilitaş’taki spor salonuna da tekrar Seba’nın ismi verildi.
Efsane ismin akabinde Serdar Bilgili kulübün yeni başkanı olarak seçildi.
SEBA’NIN BAŞKANLIĞINDA 22 KUPA SEVİNCİ YAŞADI
Mütevazı kişiliğiyle spor topluluğunun hürmetini kazanan Süleyman Seba, kulübe kazandırdığı tesislerin yanı sıra elde edilen birçok kupayla da taraftarların gönlünde taht kurdu.
Beşiktaş, Seba’nın başkanlığında 5’er kez lig şampiyonluğu ve Cumhurbaşkanlığı Kupası kazanırken, Türkiye Kupası’nı 4 kere müzesine götürdü. Siyah-beyazlı grup, bu devirde ayrıyeten 2 Başbakanlık Kupası ve 6 Türkiye Spor Müellifleri Derneği (TSYD) Kupası da olmak üzere toplam 22 kupanın sahibi oldu.
ÜST ÜSTE 3 ŞAMPİYONLUK
Beşiktaş, efsane başkanı döneminde üst üste 3 kere şampiyon olma başarısı gösterdi.
Metin Tekin, Ali Gültiken, Feyyaz Uçar, İstek Çalımbay ve Mehmet Özdilek gibi oyunculardan kurulu ekiple başarılı sonuçlara imza atan siyah-beyazlı takım, üst üste 3 defa şampiyonluğa ulaşarak tarihinin en değerli başarılarından birine imza attı.
Beşiktaş, Süleyman Seba’nın lider olduğu 1989-1990, 1990-1991 ve 1991-1992 dönemlerinde şampiyonluğa ulaşarak tarihinin en değerli başarısına ulaştı.
NAMAĞLUP ŞAMPİYONLUK DA ONUN DÖNEMİNDE GELDİ
Süper Lig tarihinde tek namağlup şampiyon ekip unvanına sahip Beşiktaş, bu muvaffakiyetini da Süleyman Seba periyodunda elde etti.
Beşiktaş, 1991-1992 döneminde 30 maçta rakiplerine karşı başarılı sonuçlara imza atarak şampiyonluğa ulaştı. 23 galibiyet ile 7 beraberlik alan ve alandan hiç boynu bükük ayrılmayan siyah-beyazlı ekip, Seba idaresinde bir öteki tarihi muvaffakiyete imza attı.
BİNLERCE TARAFTAR SON SEYAHATİNE UĞURLADI
13 Ağustos 2014’te vefat eden Seba, birinci golü attığı BJK İnönü Stadı’nın yerine yapılan Beşiktaş Park’ta gerçekleştirilen cenaze merasimiyle son seyahatine uğurlandı. İnşaat halindeki statta gerçekleştirilen cenaze merasimine spor topluluğundan birçok ismin yanı sıra binlerce siyah-beyazlı taraftar katıldı.
Efsane liderin naaşı, Dolmabahçe’de stadın karşısında yer alan Bezmialem Valide Sultan Camisi’ndeki cenaze namazının akabinde Feriköy Mezarlığı’na defnedildi.
