Marmara’da müsilaj tehdidi geri döndü…
Bilim insanlarının uzun müddettir uyardığı deniz kirliliği ve buna bağlı olarak oluşan müsilaj, bilhassa Marmara Denizi’nde önemli ekolojik ziyanlara neden olmuştu.
Arıtma sularının denize deşarjı ve deniz ulaşımı sağlayan taşıtların oluşturduğu kirlilik, vakitle deniz ekosistemini tehdit eden bir hastalığa dönüştü.
2020 yılında müsilaj, deniz tabanından su yüzeyine çıkarak görünür hale geldi ve bu durum turizm ile balıkçılık dallarını olumsuz etkiledi.
Çanakkale Boğazı’nda 2020 yılında Marmara Denizi’ni tesiri altına alarak büyük bir etraf sıkıntısına yol açan müsilaj 5 yıl sonra Çanakkale Boğazı ve Çanakkale kıyılarını kaplamaya başladı.
BALIKÇILAR AĞ ATAMIYOR
Tekrar görülmeye başlayan müsilajın artış göstermesi telaşa yol açtı. Çanakkale’de hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle de müsilaj tesirini arttırdı. Çanakkale Boğazı’nda görülen müsilaj çevresel tesirin yanı sıra denizde balıkçılığı da etkiledi. Balıkçılar Çanakkale bölgesinde 1 aydır denize ağ atamıyor.
ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayaz, müsilajın Kasım’dan sonra Aralık ayı üzere Marmara Denizini sarmaya başladığını söyledi. Birinci Erdek Körfezi’nden başladığını bildiklerini belirten Prof. Dr. Adnan Ayaz, “Şu anda bütün Marmara Denizi’ni maalesef kapladı. Tekrar Yalova’daki kendi öğrencim var dalış yapan o bölgede bir çalışması var, müsilajın bana geçen hafta suyun üzerine itibaren 25 metreye kadar yani 25 metre bir kalınlık oluşturduğunu söyledi.
25 metrenin altında da rastgele bir çökme olmadığını lakin 25 metreye kadar şiddetli bir formda olduğunu söyledi. Buda ne demek biz de 2020’de girdiğimizde de tıpkı şeyleri gördüğümüze nazaran yani 2021 yılında yaşadığımızın gibisi şiddette bir müsilaj olayı var.
Bu durum alışılmış ki bizi çok aşırı derecede bilhassa balıkçılar etkiledi. Bu işin en büyük mağduru da kendisi balıkçılar oldu. Şu anda Marmara Denizi’nde, Çanakkale kıyılarında Bozcaada‘ya kadar, Gökçeada kıyıları, Saros Körfezi’ne kadar müsilajdan etkilenmiş durumda ve balıkçılar ağlarını denize indiremiyor. Tahminen 1 Temmuz ile 15 Temmuz ortasında müsilajın denizde bakteriler tarafından parçalanarak yok edileceğini düşünüyorum. Suların sıcaklığına nazaran tabi bu değişecektir” dedi.
“BALIKLAR MÜSİLAJDAN KAÇIYOR”
Çanakkale’de müsilaj nedeniyle balıkçılık ağlarını denize bırakamadıklarını da kaydeden Ayaz, kelamlarına şöyle devam etti:
“Balıkçılık olarak düşündüğümüzde yaklaşık bir aydır Çanakkale bölgesi için biz ağlarımızı denize atamıyoruz. Daha öncesinde de gırgır teknelerinin Marmara Denizi’nde çalışamadığını ve erken paydos ettiklerini biliyoruz. Birtakım tekneler bölgemize geldi.
Yani kendine ziyan verecek düzeye geldiğinde ortamda kalmıyor bu da bölgede balık ölçüsünün müsilaj onu önüne katarak götürüyor ve azalmasına sebep oluyor.
“EN BÜYÜK MAĞDURİYET BALIKÇILARDA”
Taban balıklarında rastgele bir değişiklik olduğunu düşünmüyorum şu anda lakin pelajik balıklar da hissedilir bir azalma olduğunu biz de varsayım edebiliyoruz. Müsilajın balıklara rastgele bir zehir tesiri bulunmadığını söyleyebilirim. Balıklarda bir zehirleyici tesiri onun maalesef yok lakin doğal ki insanlarda korkuyor birtakım noktalardan, bunları çok dikkatli şey yapmak gerekiyor.
Zaten Tarım ve Orman Bakanlığı da bu konuda balıklardan örnek alıp rastgele bir meşakkat var mı, yok mu daima testler yapıyor. Bir meşakkat olsa zati Tarım ve Orman Bakanlığında bunu Balıkçılık Su Ürünleri Genel Müdürlüğü halka duyurur. Müsilajın en büyük mağduriyetini balıkçılar yaşamıştır. Erken paydos ettiler. Küçük kıyı balıkçıları da zati kıyıda çalışmaları mümkün değil, ağların gözleri anında doluyor ve balık yakalayamaz hale geliyor. Şu anda oltadan öteki bölgede balık avlamamız mümkün olmuyor.”
