Fatih Kacır: Türkiye’nin semalarını hava savunma sistemleriyle donatacağız

Türkiye’nin savunma ve havacılık sanayiinde giriştiği büyük çalışmalar tüm dünyada ilgi topluyor.

Son yıllarda gösterilen gelişim, birçok alanda ortaya konulan platform, sistem ve yeteneklerin yurt dışı pazarlarda ilgi görmesini sağlıyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görüntü mesaj gönderdiği AK Parti Bağcılar 8. Olağan İlçe Kongresi’nde konuştu.

Burada yaptığı konuşmada Türkiye’yi üretim gücü haline getirenin AK Parti olduğunu söyleyen Kacır, şunları kaydetti:

Türkiye, Avrupa’da beyaz eşyadan güneş panellerine, ticari araçlardan demirciliğe, çimentoya kadar pek çok alanda önder ülke oldu. İstihdamı 21 milyondan 33 milyona çıkaran, Türkiye’nin ekmeğini büyüten, Türkiye’nin refahını yükselten biziz. Biz AK Parti’yiz. Türkiye’yi, hayallerine, maksatlarına kavuşturan Allah’a hamdolsun biziz. 20. yüzyılda dünyanın dört bir yanında uçaklar, helikopterler üretilirken; bu millet, ‘Biz de uçak üretelim, biz de helikopter üretelim’ derken; maalesef bu milletin her bir hayali, Türkiye’yi geleceğe taşıyacak her bir proje engellenmişti.

“NE UÇAK ÜRETEBİLİRSİN, NE UÇAK İHRAÇ EDEBİLİRSİN”

Kacır, Nuri Demirağ’ın ‘Gök Şenlikleri’ ismiyle Türk milletini yediden yetmişe buluşturduğunu, o devirde dünyada çok az sayıda ülkenin üretebildiği metal gövdeli yerli uçakları Türk milletiyle tanıştırdığını tabir etti.

Nuri Demirağ’ın bu uçakları üretecek mühendisler, teknisyenler yetişmesini istediğini tabir eden Kacır, “Sivaslı Demirağ, memleketi Sivas’ta ve İstanbul’da gök okulları açtı lakin maalesef onun da önü kesildi. Demirağ’a verilen uçak siparişlerini iptal ettiler. Demirağ, ‘Siz almayacaksanız ben dünyaya uçaklarımı satayım, ihracat yapayım’ dedi, ‘Hayır, ne uçak üretebilirsin, ne uçak ihraç edebilirsin’ dediler” halinde konuştu.

Kacır, 1941’de Ankara Etimesgut’ta bir uçak fabrikası kurulduğunu belirterek geçen sene Etimesgut’ta Teknofest düzenlediklerini söyledi.

Kacır, kelamlarını şöyle sürdürdü:

Etimesgut’ta kurulan uçak fabrikası 9 sene çalıştı. 1949’da 950 kişi Etimesgut’ta uçak üretiyordu. İktidarda kim vardı, tek parti periyodu CHP. 1948’de Marshall yardımları geldi Türkiye’ye. Amerika’dan kelamım ona kalkınma yardımları, Amerika bize para verecek, biz kalkınacağız güya. O yardımlar boşa gelir mi, olağan ki hayır. Amerika, ‘Ben sana kalkınma yardımı yapacağım lakin sen benim sözümün dışına çıkmayacaksın. Sakın benim onay vermediğim işleri yapmayacaksın. Ben sana hangi işleri yapacağını söyleyeceğim’ dedi. Ve birinci işleri bu ülkede Ankara’da uçak üreten fabrikayı kapatmak oldu. ‘Türkiye uçak üretemez. Türkiye uçak üretiminde rekabet edemez. Türkiye lakin kolay tarım makineleri üretebilecek bir ülkedir’ dediler. İşte böylesi akamete uğratılmış engellemelere maruz kalmış bir endüstrileşme, bir havacılık tarihimiz vardı.

“ROKETLERİMİZİN MENZİLLERİNİ UZATACAĞIZ”

Kacır, İhtilal arabasının millet için bir düş olduğuna işaret ederek kelamlarını şöyle tamamladı:

Almanların arabası var. Korelilerin, Japonların otomobilleri var. Amerikalıların, İtalyanların, Fransızların araba markaları var. ‘Niçin bizim olmuyor?’ diyordu Türk milleti. 1960’larda bu ülkenin asil evlatları Türk mühendisleri İhtilal arabasını üretmişti. Ne oldu, Akaryakıt koymadılar, yolda bıraktılar. Sonraki sabah gazete manşetleriyle İhtilal’i toprağa gömdüler. İşte böylesi bir tarihten geldik.

Türk milletinin evlatları Bayraktar’la, Akıncı’yla, Aksungur’la, Hürkuş’la, Hürjet’le, Atak’la, Gökbey’le, Kaan’la, Kızılelma’yla Türk milletinin imzasını gökyüzüne attı. İşte biz bu türlü bir milletiz. Allah’a hamdolsun, sağlam irade gerimizde durdukça üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir iş yok, Allah’ın müsaadesiyle. Birebir önder, Türkiye’yi zamanın arabasıyla buluşturdu ve hayallerine kavuşturdu. Daha yapacak çok işimiz var. Savunma sanayiinde daima birlikte atacak daha çok adımımız var. Roketlerimizin menzillerini uzatacağız, suratlarını yükselteceğiz. Türkiye’nin semalarını adeta çelik kubbeyle, hava savunma sistemleriyle donatacağız. Hiçbir kendini bilmez bu milletin kılına bile ziyan vermeyi aklının ucundan bile geçirmeye cüret edemeyecek.