Halk TV’ye bilirkişi soruşturmasında muhalif medya ikiye bölündü
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun CHP’li belediyelere yönelik yolsuzluk soruşturmaları nedeniyle yaptığı basın toplantısı medyada soruşturma fitilini ateşledi…
İmamoğlu, kelam konusu soruşturmalarda görevlendirilen eksperin ismini açıklayarak maksat gösterdi.
Halk TV müellifi Barış Pehlivan da ismi geçen bilirkişiyi arayarak telefon da sorular yöneltti.
O anların kayda alınıp yayınlanması üzerine ise savcılık harekete geçti.
Görüşmeyi yapan Barış Pehlivan, programın sunucusu Seda Selek ve sorumlu müdür Serhan Asker hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ‘bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs’ ve ‘kişiler ortasındaki konuşmaların müsaadesiz dinlenmesi ve kayda alınması’ suçlamalarıyla soruşturma başlatıldı.
Atılan bu isimli adımla 3 ismin gözaltına alınması başta Halk TV, CHP ve muhalif kısımdan büyük yansıların yükselmesine neden oldu.
CHP, partilileri Halk TV önüne davet etti, muhalif kanal ve gazeteciler gece boyunca mevzuya ait yayınlar yaptı.
Tüm bu reaksiyonların ortasında muhalif medya topluluğunun önde gelen iki isminden farklı bir ses yükseldi.
“YAPTIĞI HAKİKAT MUYDU?”
Portakal, şu tabirlerle Pehlivan’ın, muhatabının müsaade vermemesine karşın kaydı yayınlamasını yanlış bulduğunu söz etti:
“Barış Pehlivan’ın yaptığı yanlışsız muydu? Hayır değildi! Barış çok düzgün bir gazeteci olabilir fakat o eksperle yapmış olduğu konuşmayı etrafındakilere dinletsin. Ve o kişinin ‘Ben Halk TV’ye çıkmak, yayınlanmasını istemiyorum’ demesi dahi, hatta alenen dinlendiği yerde, adresini sorması ve bunu daha sonra nasıl bir editöryal masaları var bilmiyorum lakin bunu istemeyen bir kişinin bu söylemi üzerine bile şayet bunu yayınlıyorsanız bu bir yanılgı, yanlış, yapmamanız gerekiyor.
“GAZETECİLİK İSTİKAMETİNDEN YAPMAMANIZ GEREKİYOR”
Sizin üzere deneyimli bir gazetecinin ve Türkiye’de yaşayan ve Türkiye üzere bir ülkede gazetecilik yapan, Türkiye kaidelerini bilen bir gazetecilik yapmanız gerekiyor. Her şeyden evvel gazetecilik istikametinden yapmanız gerekiyor. Barış’ı bu tarafta eleştirebilirim, tenkit hakkına da sahip olduğumu düşünüyorum. Yapmaması gerekiyordu ve bugün X kanalında paylaşmıştı.”
Portakal gece boyunca bu sözleri nedeniyle muhalif kesim tarafından linç edilirken Altaylı da sabah saatlerinde yayınladığı programda sarf ettiği sözlerle tenkitlerden nasibini aldı.
“İFADEYE ÇAĞIRILMASINDA BİR ANORMALLİK YOK”
Altaylı da, istek dışı alınan ve yayınlanan imgelerin yanlış olduğunu lisana getirerek şu sözlerle soruşturma açılmasını haklı bulduğunu söyledi:
Bu soruşturmanın açılmasında hiçbir yanlış taraf yok. Şu açıdan söylüyorum. Rastgele birinin sesini bilgisi ve müsaadesi dışında kaydedip müsaadesi dışında yayınlamak yasal olarak gerçek olmayan bir iş.
Bu kişinin ‘Kardeşim benden müsaade almadın bunu yayınlayamazsın’ diye bunu şikayet etme hakkı var.
Bu işi yapan herkes bu nedenle söze çağırılabilir. Bu yüzden Barış Pehlivan’ın şikayet edilip tabire çağrılmasında hiçbir anormallik yok.
HALK TV EKRANLARINDAN ARKA ARDA SERT CEVAPLAR
İki isim linçe varan reaksiyonla karşılaşırken meslektaşlarından karşılık gecikmedi.
Barış Pehlivan’ın program arkadaşı Şule Aydın, Portakal’ı canlı yayında amaç aldı.
Bir şeyi söylemenin adabı olduğunu belirten Şule Aydın, devamında “Neyi ne vakit söylediğiniz kıymetlidir. Ne vakitten beri gazeteciler gözaltına alınırken bu türlü konuşuluyor?” dedi.
Şule Aydın, Fatih Portakal’a yönelik tenkitlerinde şu tabirlere yer verdi:
Fatih Portakal ekrandan uzun uzun gazetecilik dersi verdi. Fatih Portakal siz birinci iktidar sopasıyla karşı karşıya geldiğinizde biz o vakit da yanınızdaydık.
İlk sopada ekrandan çekildiniz, artık gözaltına alındığında gazeteciliğini tartışmaya açtığınız Barış Pehlivan o vakit da gazetecilik yapıyordu ve yaptığı gazetecilik nedeniyle mahpusa giriyordu.
Bize gazetecilik etiğini anlatırken evvel kendi yaptığınız gazeteciliğe bakın. Lakin o noktada değilsiniz. Bir gazeteciye gözaltına alındığı gün bunları söyleyemezsiniz. Her şeyin bir adabı var.
“PEHLİVAN’IN GAZETECİLİĞİNİ SORGULAMAK HADDİNE DEĞİL”
Portakal’a bir reaksiyon de FOX TV devrinden yayın partneri İsmail Küçükkaya’dan geldi.
Barış Pehlivan’ın çok yeterli gazeteci olduğunu söyleyen Küçükkaya, eski yayın arkadaşının hem içerik hem de zamanlama tarafından büyük kusur yaptığını söyledi.
Küçükkaya, “Onların gazeteciliğini sorgulamak kimsenin haddi değildir. Barış Pehlivan’ın gazeteciliğini sorgulamak kimsenin haddi değildir. Bedel de ödemiştir. Bu 3 gazeteci arkadaşım bir yurt severdir. Ülkelerini çok severler. Anayasamıza bağlıdırlar. Fatih orada zamanlama ve içerik prestijiyle çok büyük bir yanılgı yaptı. Fatih Portakal arkadaşım.” dedi.
“HAYAT ONUN ÜZERE BİR SONRAKİ HABERE GEÇMİYOR”
Küçükkaya’nın yayın konuğu İsmail Saymaz da Portakal’a eleştirisini yöneltti.
Portakal’ın rahatlıkla bir sonraki habere geçecek pozisyondayken yaptığının hakikat olmadığını söyleyen Saymaz, “Beraber çalıştık arkadaşımız. O o denli düşünüyor olabilir. Neden bu türlü düşünüyorsun diyemem. Lakin bu cümleleri söylediğinde, o konuşuyor ya hayat onun üzere çarçabuk bir sonraki habere geçmiyor. Fatih’in o sözleri soruşturmayı yürütenlerin kanaatini güçlendiriyor. ‘Bak Fatih Portakal bile bu türlü dedi.’ Hiç değilse eleştirisini muhatabının yanıt verebileceği özgür şartlarda yapsaydı.” dedi.
FATİH PORTAKAL TENKİTLERE YANIT VERDİ
Portakal gelen ağır tenkitlere sabah saatlerinde yaptığı YouTube yayınında yanıt verdi.
Yakınını korumak ismine yanlışın peşinden gitmeyeceğini söyleyen Portakal, “Gelen reaksiyonları anlıyorum. Karpuz üzere bölünme içindeyiz. Yanlış yapılsa bile muhafaza inancındayız niyet olarak. Ben yanlışın peşinden gitmem. O vakit doğruya ulaşamam” dedi.
“MURAT AĞIREL: ASLA GERİ ADIM ATMAYIZ”
Halk TV’ye yönelik bu soruşturmaya en sert biçimde karşı çıkanlardan biri de Murat Ağırel oldu.
Pehlivan’ın halkın haber alma hakkını savunduğunu söyleyen Ağırel şunları söyledi:
Bugün yapılanlar o gazeteciymiş şunu şöyle yapmış falan değil… Her şeyin bir yolu yordamı var. Bugün Halk TV’nin önüne gelen polisler Barış’ı gözaltına alındı.
Barış halkın haber alma hakkını savundu. Biz yargılanamaz değiliz. Çağırsının geliriz. Siz isteseniz dahi biz bu ülkeden kaçmayız. Üstüne üstüne gideriz. Gazetecilik kabahat değildir. Asla geri adım atmayız. Bu yalnızca gazetecilere yönelik bir atak değil.
