İngiltere’de gündem Victor Osimhen: Premier Lig kulüpleri neden almadı?
UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 2. haftasında Galatasaray meskeninde İngiliz grubu Liverpool’u 1-0 mağlup ederken, sarı-kırmızılıları zafere taşıyan gol Victor Osimhen’den geldi.
Müsabakanın 16. dakikasında kazanılan penaltıda topu ağlara gönderen Nijeryalı yıldız, Cimbom’a üç puanı getiren isim oldu.
Sakatlığının akabinde 4 maç sonra 11’de başlayan 26 yaşındaki futbolcu, bu dönem Şampiyonlar Ligi’nde birinci golünü atarken, toplam gol sayısını da 3’e çıkardı.
“İNGİLİZ KULÜPLERİ OSIMHEN’İ NEDEN ALMADI?”
Victor Osimhen, 72. dakikada yerini Mauro Icardi’ye bıraktı.
Osimhen, bu golle birlikte Şampiyonlar Ligi’nde 10 gole ulaşan birinci Nijeryalı futbolcu oldu.
Karşılaşmanın akabinde ise The Athletic’in İngiliz futbolu ve Liverpool muhabiri Nick Miller, Victor Osimhen ile ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
İşte Nick Miller’ın ‘Premier Lig kulüpleri Osimhen’i neden almadı?’ başlıklı yazısı…
“Premier Lig kulüpleri Victor Osimhen’i transfer etmemekle bir fırsatı kaçırdılar mı?
Galatasaray teknik yöneticisi Okan Buruk, kulübünün rekor transferi Victor Osimhen hakkında The Athletic’e verdiği röportajda “Çok para harcadık” dedi. “Bir Türk kadrosunun 75 milyon euroya bir oyuncuyu transfer etmesi adeta bir mucizeydi.”
“Mucize” biraz abartılı mı? Tahminen. Lakin bu yaz öncesinde tek bir oyuncu için 20 milyon eurodan (17,5 milyon sterlin; 24 milyon dolar) fazla ödeme yapmamış bir kulüp için, paralarını makul harcadıklarına hayli ikna olmaları gerektiği açıktır.
Salı gecesi Liverpool maçında onu izlemek, kulübün akla yatkın bir yatırım yaptığına dair daha fazla ispat sağladı.
Osimhen galibiyet golünü attı — itiraf edelim ki penaltıdan — lakin bu, performansının en etkileyici istikametleri ortasında tartışmalı bir halde alt sıralarda yer aldı. Alanda kaldığı 72 dakikanın geri kalanında Osimhen, Liverpool savunmasına atak ederek, akıllı koşular ve keskin top kesmeler yaparak, kendisi ve grup arkadaşları için fırsatlar yaratarak bir tehdit oluşturdu. Alisson’un durumunu bozduğunu fark ettikten sonra yaptığı lob, dönemin en hoş gollerinden biri olmaktan birkaç santim uzaktaydı.
Bazı eksiksiz fırsatları kaçırdı ve vakit zaman biraz sertlikten mahrum kaldı, fakat rakip kadrolar için tam bir kabus üzereydi ve tüm bunları yüzde 100 formda olmasa da yaptı: Buruk, onun oynayıp oynamayacağına son dakikaya kadar karar vermedi.
Galatasaray, Osimhen’i satın almadan evvel deneme fırsatı buldu, zira oyuncu 2024-25 döneminde Galatasaray’da kiralık olarak çok başarılı bir dönem geçirdi. Geçen dönem Türk şampiyonunda 41 maçta 37 gol attı: Salı günü Liverpool’a karşı attığı galibiyet golü, bu dönem beş maçta attığı üçüncü gol ve İngiliz kulüplerine karşı oynadığı altı maçta attığı altıncı gol oldu.
Bu gol bir penaltıydı ve öteki dört golü Tottenham Hotspur ve Leicester City’ye karşı Avrupa Ligi’nde attı (altıncı golü ise 2019’da Şampiyonlar Ligi’nde Chelsea’ye karşı attı). Lakin bu durum şu soruyu akla getiriyor: İngiliz kadrolarına karşı gol atmaya devam ediyorsa, neden bir İngiliz grubu onu transfer etmedi?
Osimhen yaz aylarında transfer piyasasında çok ilgi görüyordu. Birinci kiralama mühleti sona erdikten sonra, asıl kulübü Napoli’ye geri dönmeyecekti. Gerekli parayı bulan kadro onu transfer etmek için güzel bir fırsat yakalamış olacaktı.
Ancak, ligin çoğu elit kulübü forvet arayışında olmasına karşın, hiçbir Premier League kulübü onu önemli olarak değerlendirmedi.
Maçtan evvel Arne Slot’a Liverpool’un onu transfer etme mümkünlüğü soruldu, lakin Liverpool Echo’nun haberine nazaran teknik yönetici, Hugo Ekitike ve Alexander Isak’ı istedikleri için bu mümkünlüğü reddetti. Makul bir karşılık. Arsenal’in bir santrfor gereksinimi vardı, lakin bunun yerine Viktor Gyokeres’i transfer etti: Portekiz’deki çizgi sinema üzere gol sayıları göz önüne alındığında, bu da makul bir karar olabilir, lakin İsveçli oyuncunun en üst seviyede gol atabileceğini kanıtlayan tek şey Sporting CP’de geçirdiği iki dönem. Osimhen İtalya’da gol yağdırırken, Gyokeres Brighton’da forma bahtı bulamıyordu.
Bir de Chelsea var. Onlar Liam Delap ve Joao Pedro’yu transfer ettiler, fakat ikisinin de Osimhen’in özgeçmişi yok. Manchester United, gelecek vaat eden genç bir oyuncu olan Benjamin Sesko’yu tercih etti, ancak o da Nijeryalı oyuncunun başarılarına sahip değil. Newcastle United, Isak’ın yerini alacak bir forvet aramadığını argüman etti, lakin yıldız oyuncularının ayrılacağını kabul edip Nick Woltemade’den daha kanıtlanmış bir yedek bulmak için daha fazla vakit ayırsalardı, katiyen daha âlâ olurdu. Kimleri transfer edebilecekleri konusunda önerisi olan var mı?
Tüm bunlar tahminen biraz indirgemeci olabilir. Osimhen’in transferi için sıra nispeten kısaydı ve bunun birçok nedeni vardı.
Maliyet bunlardan biriydi. Premier Lig kulüpleri için bile 75 milyon euro çok büyük bir sayı ve Galatasaray ile bitmek bilmeyen pazarlıklar sonrasında bile Napoli fiyat konusunda taviz vermedi. Kısa mühlet sonra öğreneceğimiz üzere, maaşı da çok yüksek.
Afrika Uluslar Kupası da dikkate alınması gereken bir faktör: Premier Lig kulüpleri Afrikalı oyuncuları transfer etmekten çekinmiyor, fakat kimileri, oyuncunun Aralık ve Ocak aylarının büyük bir kısmında forma giyemeyeceğini bildikleri için bu kadar büyük bir harcama yapmaktan çekindi.
Sakatlıklar da var: Osimhen bu dönem şimdiden beş maçı kaçırdı, Liverpool maçını erken terk etmek zorunda kaldı ve mesleği boyunca daima kas sorunları yaşadı.
Güvenilirlikle ilgili öteki sorular da var: Osimhen, Napoli’nin 2022-23 döneminde Serie A’yı kazandığı dönemde fevkalâde bir performans sergiledi, fakat bir dizi hafifletici faktör olsa da, bir sonraki dönem formunu kaybetti. Birçokları için, Konyaspor ve Göztepe maçlarında oynadığı bir dönem, bu sorulara ikna edici bir karşılık değil.
Ancak öbür nedenler o kadar da titiz bir incelemeye dayanmayabilir. Bazı Premier Lig kulüpleri, Osimhen’in karakteri hakkındaki kuşkular nedeniyle onu önemli olarak takip etmedi: transferi kıymetlendiren kulüplerden en az biri, birtakım olumsuz raporlar aldı.
Ancak Türkiye’de onunla çalışmış olanlar, bağlantılarını korumak için isimsiz kalmak şartıyla, yalnızca güzel şeyler söylüyorlar. Osimhen, kiralık olarak oynadığı devirde kısa müddette soyunma odasının kıymetli bir modülü haline geldi ve transferin kalıcı hale gelmesinden sonra da o denli olmaya devam ediyor.
Ve bu referansları göz arkası etseniz bile, Galatasaray’ın soyunma odasını zehirleyecek bir oyuncu için büyük bir harcama yapmayacağını rahatlıkla varsayabilirsiniz.
Kısa bir mühlet evvel Osimhen televizyon izlerken, Türkiye’nin başşehri Ankara’da değerli bir ameliyat geçiren bir çocukla ilgili bir haber gördü. Anesteziden yavaş yavaş uyanırken, çocuk Osimhen’in yatağının başında belirdiğini hayal etti/halüsinasyon gördü. Bu kıssayı duyan Osimhen, çocuğu ve ailesini Galatasaray’ın idman alanına davet etti ve ona imzalı, maçta giydiği formayı armağan etti.
Yine, nispeten mütevazı bir fedakarlık hareketi, o olumsuz karakter raporlarının büsbütün yanlış olduğu manasına gelmez, lakin tıpkı biçimde, kulübünüzün moralini anında bozacak biri olduğunu da göstermez.
Sonuçta, Osimhen birkaç nedenden ötürü Galatasaray’a kalıcı olarak transfer oldu. Birinci olarak, profesyonel açıdan açıkça rahattı: Süper Lig bilhassa güçlü bir lig değil, lakin kim o kadar çok gol atmaktan hoşlanmaz ki?
İkincisi, Rams Park’taki tribünlerdeki taraftarlarla ortalarında güçlü bir bağ oluştu. Okan Buruk, The Athletic’e “O bizim taraftarlarımızı sevdi, onlar da onu sevdi. Ortalarında nitekim büyük bir bağ vardı. Burada çok memnundu.” dedi.
Üçüncü faktör ise paraydı. Osimhen’e yılda yaklaşık 15 milyon euro ödeniyor ve buna ek olarak 5 milyon euro da imaj hakları için ödeme yapılıyor, yani haftada yaklaşık 400 bin euro kazanıyor. Türkiye’deki vergi maddeleri gereği, bu paranın yalnızca yüzde 20’sini devlete ödeyeceği düşünülürse, İstanbul’daki hayatın neden bu kadar cazip gelmeye başladığı anlaşılabilir.
Bununla birlikte, yaz aylarında Galatasaray’ın onun transferi için ana rakibi olan Suudi Pro Ligi ekibi Al Hilal’in ona neredeyse iki katı bir teklifte bulunduğu bildirildi, bu nedenle Türkiye’ye gitmesinin tek nedeni para değildi.
Belki de daha az bir fiyatla Premier League’e transfer olmaya ikna edilebilirdi. Yaz aylarında çoğu elit kulübün seçkin bir forvete gereksinimi varken, tam da onlara uygun bir oyuncu vardı. Osimhen’in transferine karşı birçok argüman vardı, lakin lehine olanlar daha fazlaydı.
Liverpool’a sorun.”
