The Economist’ten Türkiye analizi: Küresel savunmanın yeni lideri
Savunma sanayii her geçen gün yeni adımları ile isminden kelam ettiriyor.
Son yıllarda savunma sanayiinde büyük muvaffakiyetler elde eden Türkiye, ulusal savunma gereksiniminin kıymetli bir kısmını yerli üretimle karşılıyor.
ÖNEMLİ BİR PAZAR POZİSYONUNDA YER ALIYOR
Türkiye, bilhassa insansız hava araçları ve ulusal tank üzere projelerle ulusal savunma kabiliyetini daha da katladı.
Bir öbür yandan savunma sanayii eserleri, dünya pazarlarında da rekabetçi pozisyona ulaştı.
THE ECONOMİST MERCEK ALTINA ALDI
İngiltere merkezli mecmua The Economist, global savunma yarışındaki istikrarları değiştiren yeni gelişmeleri mercek altına aldı.
TÜRKİYE YÜKSELİŞTE
Analizde, bilhassa Avrupa’daki savunma endüstrilerinin Soğuk Savaş sonrasında toparlanmakta zorlandığı, Rusya’nın ise savaş ve yaptırımların tesiriyle önemli darboğaza girdiği vurgulandı.
İşte tam da bu tabloda iki ülkenin yıldızlaştığına dikkat çekildi; Türkiye ve Güney Kore.
Son periyotta Orta Doğu’da yaşanan gelişmelerin vurgulandığı tahlilde, Ukrayna’da süren savaş ve global tedarik zincirlerindeki kırılganlığın ülkeleri ordularını süratle güçlendirmeye zorladığı söz edildi.
RUSYA DÜŞÜŞE GEÇTİ
Modern mühimmat ve gelişmiş silah sistemlerine duyulan muhtaçlık, her zamankinden daha acil. Lakin Batı’nın dev endüstrileri hala eski kapasitelerini toparlamış değil.
Rusya ise ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci silah ihracatçısı olmasına karşın, savaşın getirdiği yük, Batı yaptırımlarının kilitlediği kesim tedariki ve üretim pürüzleri nedeniyle büyük bir düşüş yaşıyor.
KÜRESEL PAZARDA YÜKSELİŞTE
The Economist’in datalarına nazaran, Moskova’nın silah ihracatı 2022’ye kıyasla yüzde 50 azaldı, üstelik klasik müşteriler artık alternatif arayışına girmiş durumda.
İşte bu noktada tahlilde Türkiye ve Güney Kore’nin, boşluğu dolduran ve global pazarın en süratli yükselen iki aktörü olarak sahneye çıktığı söz edildi.
7 MİLYAR DOLAR DÜZEYİNDE İHRACAT
Türkiye’nin, savunma sanayiinde stratejik otonomi amacı doğrultusunda son yıllarda büyük bir atılım gerçekleştirdiği belirtilirken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonuyla şekillenen yerli ve ulusal üretim atılımının, Türk savunma ihracatını 7 milyar dolar düzeyine taşıdığının altı çizildi.
SADECE BÖLGESEL DEĞİL GLOBAL OYUNCU
Bayraktar TB2 ve Akıncı üzere insansız hava araçları, dünyanın birçok noktasında savaşın seyrini değiştirdi.
Kara, deniz ve hava platformlarında eş vakitli yürütülen modernizasyon çalışmaları Türkiye’yi artık yalnızca bölgesel değil, global bir oyuncu pozisyonuna yükseltti.
Türk şirketlerinin, klâsik alıcılarının yanı sıra Avrupa pazarında da yatırımlar yaparak tesirini artırdığına dikkat çekilen tahlilde böylelikle sırf silah satan değil, askeri teknoloji geliştiren, paylaşan ve stratejik iş birlikleri kuran bir yapıya evrildiği vurgulanıyor.
“ETKİLEYİCİ BİR YÜKSELİŞ”
Bununla birlikte Güney Kore de benzeri formda, bilhassa Avrupa ile yaptığı yüksek hacimli mutabakatlarla dikkat çekiyor.
NATO standartlarına uyumlu, süratli teslimat ve maliyet avantajı sunan Seul, tanklardan topçu sistemlerine kadar geniş bir yelpazede ihracatını katladı. The Economist, Kore’nin bu muvaffakiyetini ‘etkileyici bir yükseliş’ olarak nitelendiriyor.
Analizde, son olarak Türkiye ve Güney Kore’nin artık global savunma yarışında yalnızca izleyici olmadığı bilakis, oyunun kurallarını değiştiren, tesiri giderek büyüyen iki stratejik aktör haline geldiği söz edildi.
