Osmanlı İmparatorluğu İstanbul’unda 16. yüzyılın son çeyreğinde bir Ramazan arifesinde başlıyor maceramız. Gökte zuhur eden alamet ve akabinde gerçekleşen akıl almaz, fecî olaylarla kaosa sürüklenen halk, ulema ve saray. Olan biteni hayra mı yoksa şerre yormanın sıkıntısına düşmüş bir İmparatorluk ve bütün dünya.

Bir yanda İstanbul’da dirliği sağlamayıp gökte ve yerde zuhur eden sırları çözmeye çalışan Sadrazamlar, vezirler, alimler, ruhbanlar, hafiyeler; öte yanda adeta yeni bir Babil isyanı ve yağması yaratma uğraşındaki sapkın inançlı, kana susamış, kimliği meçhûl zalimler. Yıldızı barışmayan güzelle berbatın bu kadim savaşında yıldızlar kayar, vakit akar, geriye arbede kalır.

Sadrazam en kapalı iki hafiyesini, askerini, vezirlerini, müneccimbaşını, hatta elindeki bütün kuvvetleri seferber eder. Avrupa’dan Tunus’a ve dahi Acem diyarına dek uzanan bu serüvenin çetrefil hadiselerinde aydınlığın zaferi bir türlü gökten zembille inmek bilmez.

Gökte ramazan hilali görülür yerdekilerin başına ne çoraplar örülür… Aydınlık ile karanlığın yıldız kuyruğuna yazılı bu savaşında halkın ve sarayın hayatını incelikleriyle anlatan İskender Pala, periyodun renkli dünyasını bir polisiye heyecanı ve tarihî roman titizliğiyle anlatıyor.

Anlatılan bölümün trajedisi günümüz Ortadoğu’sunun yaşadığı facialarını daha düzgün görmemiz için ışık tutuyor. Ay görmüşün yıldıza minneti kalmıyor.

Sayfa: 376

“BU TOPRAKLARDA ZÜLUM BİTMEYECEK”

“Bu topraklardaki zulüm hiç bitmeyecek, karışıklık daima sürecek, kan akışı durmadan körüklenecek. Beklenen kurtarıcının gelmesi için şiddet ve vefatlar daimî olmak zorunda. Burayı cehenneme çevirenlerin inancı, ‘Kanı ne kadar çoğaltırsanız cennete o kadar yaklaşacaksınız!’ diyor. Kıyameti isteyen bu sapkın akıllar, bunu başararak kendilerini kurtaracaklarını düşünüyorlar. Hayır, buna müsaade edemeyiz.”

Cümleler 1577 yılının İstanbul’undan…

Ama güya trajedinin, acının, feryatların hiç bitmediği günümüz Ortadoğu’sunu anlatıyor. İnsanlık tarihi biraz da zulümler tarihidir.

KAN VE ŞİDDET ÜZERİNDEN YAPILAN HESAPLAR

Kan ve şiddet üzerinden yapılan hesaplar dünyayı kaosa sürüklemeye başladığında sapkın akıllar, gökten inecek muhayyel bir kurtarıcı için cinayetler işlemeyi, zulümler üretmeyi suçsuz bir iman olarak görürler.

Gerisi insanlığın mukadderatıdır.

Elinizdeki kitap, bir kurtarıcı uğruna akıl almaz cinayetlere, zulümlere, acılara inanç diye koşan berbatların ve elbette onları durdurmak isteyen uygunların nefes kesen kıssası. Dünyada olup bitenleri anlamak için… İskender Pala’nın her zamanki ehil kaleminden…